29 Kasım 2004

Pure Coincidence...

Ogo'ya bir süredir yazarlık taslayıp, ben blog açtım birşeyler yazıyorum sen de yazsana diyordum ama boşa konuştuğumu bugün anladım... Kendisi bir adım ileride "Photoblog" alemine hızlı bir giriş yapmakla meşgulmuş :)



Fotoğraf çekmeye ve fotoğraf sanatına ilgi duymama sebep olan, aklına, fikirlerine ve üretimleri bana hep ilham vermiş olan birkaç yakın arkadaşımdan biri olan Ogo'nun photoblogu "Pure Coincidence..."de her biri dönüp dönüp bakılmayı hakeden çok güzel fotoğraflar var.

Pure Coincidence'a bu linkten ulaşabilirsiniz.

Örgütlü Toplum | Kürşar Başar

Kürşat Başar'ın bugün yayınlanan Akşam gazetesindeki yazısını paylaşmak istedim.



Örgütlü olmak, organize olmak deyince hepimizin aklına 'organize suç' geliyor. Çünkü gerçekten de memlekette bir tek yasadışı işler yapanlar organize olabiliyor... Hakkını vermek lazım onlar da sahiden iyi organize olmuş. Akla gelecek her yerde adamları var, teknolojinin bütün imkanlarından yararlanıyorlar, yasaların en küçük açıklarını bile kaçırmıyorlar, adamlarını mahkemede, cezaevinde bile kolluyorlar, akılalmaz paralarla oynuyorlar. Futbolu, siyaseti, iş dünyasını belirleyecek kadar güçlü olabiliyorlar. Elleri banka kasalarından uluslararası faaliyetlere kadar uzanıyor.

En basit çetelerin yapısını görünce insan hayretler içinde kalıyor. Demek canımız istedi mi gayet güzel 'organize olabiliyor'muşuz.

Ama geri kalan sivil toplum ne yazık ki kesinlikle biraraya gelip bir iş yapamıyor.


Devamı için : http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2004/11/29/yazarlar/yazarlar261.html

28 Kasım 2004

Usability | Belki de problem sizde değil...



"Usability" için isteyerek ya da farketmeden kullandığımız teknolojiler ve uygulamalarıyla gitgide karmaşıklaşan günlük hayatımızı kolaylaştırmak için formül arayışı diyebiliriz.

Çok enteresan bir konu, özellikle bu konunun gurusu Jakob Nielsen'in http://www.useit.com/ adresindeki sitesinde yer alan bilgiler günlük raporlarımızı yazarken bile işe yarayabilir.

Bu konu üzerinde biraz daha okuyup düşünmek üzere şimdilik kısa kesiyorum...

Usability is a generic term that refers to design features that enable something to be user-friendly.*

Usability is the measure of the quality of a user's experience when interacting with a product or system — whether a Web site, a software application, mobile technology, or any user-operated device.**


* http://www.congressonlineproject.org/usability.html
** http://www.usability.gov/basics/index.html#definition
*** http://www.useit.com/

Shangri-la, shangri-la la-la-la-la-la-la-la-la



Kendimi bildim bileli kulağımda onun ve gitarının sesi var. Neler yazacağımı düşünürken gözümün önünde beliren görüntüler ise Money for Nothing'in klibi, albümünün kapağındaki resmi ve 12-13 yıl öncesinden yaşanmış bir an : Odtü kapalı havuzunun önündeki merdivenlerde ne kadar hafızamı zorlasam da adını hatırlayamadığım ingilizce hazırlık dönemimden keyifli dostlar, güzel insanlar... 7-8 kişiyiz, belki daha da kalabalık. Konu Dire Straits... Hararetli konuşmanın bir yerinde "Düşünün ki adamlar bu müziği 70'lerin sonunda yapmışlar" diyor, hak veriyoruz hep birlikte sanki otomobil üretiminden bahseder gibi... Düşünmüyoruz ki müzik aslında zamandan bağımsız bir üretim, Mark Knopler onsekizinci yüzyılda da yaşasa belki yine burada onun hakkında yazıyor olacaktım...

Evet, konu Mark Knopfler'in yeni çıkan solo albümü Shangri-La... Satın aldığım ikinci audio-CD Dire Straits'in Money for Nothing adlı derleme albümüydü ve sanırım 1990 yılında büyük bir heyecanla edindiğim CD player'im şerefine satın aldığım ilk albüm olan Fleetwood Mac'in Behind the Mask'inin yanında yıllarca eskiden evlerin baş köşelerini süsleyen ansiklopediler gibi durdu.



Yanılmıyorsam son Dire Straits albümü On Every Street, 1991 yılında yayınladı ve o günden bu yana açıkçası eski kafalılıkla suçlanmak pahasına ben Dire Straits'in yerine hiç bir şey koyamadım.

Mark Knopfler'in solo albümlerini de hep "Acaba bu sefer Dire Straits günlerine geri döndü mü?" heyecanlıyla dinledim ama nafile. Shangri-La'yı da aynı beklentiyle dinlemeye başladığımı söylemeye bile gerek yok ama yine "No money in our jackets and our jeans are torn / Your hands are cold but your lips are warm *" diyen Mark Knopfler'ı bulamadım.

Haksızlık etmek istemiyorum yine enteresan sözler, yine dinlemeye doyamadığım gitar ama eksik birşeyler var..? Biraz daha dinledikten sonra yazmak istiyordum ama dayanamadım açıkçası, acana diğer Dire Straits hayranları da benimle aynı şeyi mi düşünüyor..?

* "Money for Nothing" albümünde dinlediğim "Down to the Waterline" adlı şarkıdan.

** Shangri-La : A fictional land of peace and perpetual youth; the setting for the 1933 novel Lost Horizon by the English author James Hilton, but probably best known from the movie versions. Shangri-La is supposedly in the mountains of Tibet. /

*** Albümden Shangri-La'nın sözlerine buradan erişebilirisiniz.


27 Kasım 2004

http://ozgurcosar.blogspot.com/

Yazmayalı neredeyse bir ay zaman geçmiş... Tekrar yazmak için Özgür'ün yeni açtığı "blog" ve sohbeti kadar keyifli yazdığı yazılar beni de tekrar motive etti.

Seyrettiği oyunlar, filmler, okuduğu kitaplar ve gezdiği yerler hakkında yazdığı fikirleri için http://ozgurcosar.blogspot.com/ adresine mutlaka göz atın, okuduktan sonra fikirlerinizi Özgür'e yazın...