19 Nisan 2005

Studium ve punctum ve ...

Camera Lucida'yı okuduğumdan beri karşıma çıkan fotoğraflara bir de Barthes'ın gözüyle bakarken buluyorum kendimi ve bu akşam üstü kitaba tekrar göz atarken yıllar önce çektiğim birkaç fotoğraf geldi aklıma...

Her iki fotoğrafın da arkasına 1994'ün Mayıs ayında çekildiğine dair not düşmüşüm, hatırladığım kadarıyla Odtü'de Bahar Şenliği zamanı idi. Hala çok sevdiğim ve o zamanlar sahip olduğum en kıymetli eşyam olan fotoğraf makinemle, ucuz olduğu için bana hesapsızca deklanşöre basma özgürlüğü veren, ama bir o kadar da kalitesiz olduğu için berbat bir kontrast ve çiziklerle dolu Rus malı siyah-beyaz negatiflerle çektiğim fotoğrafları yine ucuz olduğu için karanlık odada dilediğimce savurganlık yapmama olanak sağlayan ama -yine- bir o kadar da kalitesiz olduğu için kontrast yoksunu baskılar gerçekleştirdiğim Bulgar malı fotoğraf kağıtları ile sürekli çektiğim fotoğrafları basıp keyifli günler geçiriyordum. Keyifli günler diyorum çünkü şimdi hatırlayınca bile o zaman aldığım keyfi hissediyorum...



O günlerde çektiğim neredeyse her fotoğrafın negatifi duruyor ve şans eseri bu ikisinin baskılarını da saklamışım ama az önce bahsettiğim Bulgar malı ucuz fotoğraf kağıtlarının karakteristiklerini taşıyor her ikisi de; Küçük boyutlu, kalın, dokulu ve kontrastı yüksek, büyük boyutlu, ince, dokusuz ve kontrast mı..? O da ne..?

Her iki fotoğrafı da olduğu gibi, hiçbir değeri ile oynamadan tarayıp koydum buraya, vaktim olursa negatiflerinden iyi birer baskı alacağım ve gerçek tonlama değerlerinin anlaşılabilmesi için belki onlarla değiştiririm ileride...

Birinci fotoğraf Bahar Şenliği için -yanlış hatırlamıyorsam- Balkan ülkelerinden birisinden -ki o günlerden bu yana Balkanlar'ın haritası bile aynı kalmadı o yüzden hangi ülke olduğunu da hatırlayamadım şimdi...- okula gelmiş bir folklor ekibinin dans gösterisine ait... Baskı -ister istemez- berbat olduğu için fazla anlaşılmıyor, dans eden kalabalık bir grup içerisindeki bir çift ve gösteriyi izleyen insanlar var etrafta...

Bu fotoğrafı yıllar sonra hatırlamama sebep olan şey ne..? Dans ederken fotoğraf makinemin saniyenin -belki de- beşyüzde birinde inen perdesinin maharetiyle filmin üzerinde donup kalmış çift mi, hızla oğlanın etrafında dönen kızın şapkasının yana doğru savrulurken havada donup kalmış püskülü mü..? Yoksa arkada bu gösteriyi izleyen kalabalıkta yüzlerdeki -evet hatırlıyorum, herkes gülümsüyordu- gülümseme mi..? İzleyicilerin arkasından kafasını uzatan uzun boylu çocuk mu yoksa benimle aynı yıllarda bu okulda okumuş olanların hemen hatırlayacağı ve hemen hemen her gösteride en önde yer alan, o zamanlar kültür işleri müdürü olan ve şimdi adını hatırlayamadığım hanım mı..?

Sanırım hiçbirisi değil çünkü bunlar Barthes'ın kitabında kendi örneklerinden yola çıkarak anlattığı gibi benim için sadece studiumdan ibaret... Üzerinde çok kafa yormuyorum, gerçekten de kendi gözlerimle görebildiğim herşey benim için studiumun bir parçası çünkü fotoğraftaki punctumu farketmem epey bir zaman sonra oldu. Bahar Şenliği bitmiş, fotoğrafları belki bir hafta belki birkaç ay sonra basmıştım, hatırlamıyorum... Bir gün arkadaşlarla oturup sohbet ederken ve yine her zamanki gibi fotoğraflar, çizimler ortalıkta iken kız arkadaşlarımızdan birisi ilk defa gördüğü fotoğrafa bakıp "Aaaa! Bu kız bu oğlana aşık!" dedi... Sanırım bu fotoğraftaki punctum buydu, üzerinden zaman geçmesine rağmen tasvirinden bile anlaşılan bir aşk hikayesi...

...

Diğer fotoğraf ise bence daha karmaşık, grafik denge, Bulgar malı fotoğraf kağıdının harika :) kontrastı ve daha pek çok şey hakkında konuşulabilir ama bunların da hepsi studiumdan başka bir şey değil... Buradaki punctum karedeki en baskın iki grafik öğenin taşıdığı anlamsal zıtlık galiba...


2 yorum:

Selj. dedi ki...

Camera Lucida'nın tamamını okumuş değilim, ancak studium ve punctum'a dair pasaj hala aklımda...

Bu iki fotoğraf ve ilişkili yorumlar, operator ve spectator'un aynı kişi olması durumunda daha da değer kazanıyor. Zaten aklımı meşgul eden -ve bu sayfayı bulmamı sağlayan- nokta da, operator'un punctum'unun, eserde 'kristalleşip' studium'a dönüşüp dönüşmediği...

Sonuçta, bu fotoğrafları çekmeye iten öğeler tesadüfi olmadıkları gibi, başka spectator'lara da bir imge, bir anlam, bir his iletebiliyor. Yani o 'mahrem' punctum, fotoğraf aracılığıyla evrensel bir dilde paylaşılabiliyor.

İlginçtir, bu fotoğraflardaki öğeler bana da yabancı değil. Gerek ODTÜ Bahar Şenlikleri, gerek Mimarlık'ın önündeki o 'anıt', çocukluğuma dair ipuçları taşıyor. Ancak ben hala -Barthes'ın değişiyle- punctum'umun dile geleceği 'satori'yi bekliyorum...

:)

Adsız dedi ki...

Bir yıldan fazla bir zaman geçmiş siz bu yazıyı gireli.

Bu yazınızla tamamen -ona ulaşmam ile sonuçlanan sürece etkiyen parametrelerin takipsizliğinden ötürü- rastlantı eseri karşılaştım.

Keyifle okudum, teşekkür ederim :) Bir girdisini baştan sona keyifle okuduğum ve bitirdiğimde üzüldüğüm pek fazla Türkçe blog çıkmadı şu zamana kadar karşıma, bu yüzden bu hislerimi taze taze yazayım dedim.


Selamlar.