Fotoğraf çekmenin dijital fotoğraf makineleriyle iyice kolaylaşmasından sonra kendimizi bir anda binlerce fotoğraf dosyasının içerisinde bulduğumuzda aradığımız fotoğraflara nasıl ulaşacağımız konusunda burada atıp tutmuş ardından da "Dijital Fotoğraf Arşiv ve İçerik Yönetimi" için kullanabileceğimiz yazılımları inceleyip değerlendirdikten sonra sonuçları yazacağımı söylemiştim.
Aradan geçen neredeyse bir ay içerisinde bir yandan yazıda bahsettiğim yazılımlarn demo sürümlerini kurcalarken bir yandan acaba Adobe Bridge'e haksızlık mı ediyorum, onu da mı değerlendirme listeme alsam diye düşünüyordum ki sevgili Google, Google Desktop ile yaptı yine yapacağını..!
Bir kere Google ("Google" ne mi demek, buradan alalım sizi ama okur okumaz buraya dönüp okumaya devam etmeniz şartıyla!)deyince aklıma gelen ilk üç şeyi söylemeden geçemeyeceğim; Basitlik, hız ve kolay kullanım... Bilmiyorum bana mı öyle geliyor ama bu arkadaşlar gündelik hayatımızın bilgisayar başında geçirdiğimiz zamanlarında en çok kullandığımız servisleri en basit, en hızlı çalışan ve en kolay kullanılan şekilde ayağımıza getiriyor... Küçümsemeyelim lütfen, bu üç basit kelimeyi aynı cümle içerisinde kullandırtan mamülleri üretmektir kanaatimce en zor olanı -Bu arada vallahi Google'dan para almıyorum reklamlarını yapmak için... Yani aslında onlar veriyor da ben almıyor değilim, henüz kimse teklif etmeyi akıl etmedi ama telefonum elimde beklemedeyim biliyorum her an arayabilirler!
Tekrar konumuza dönelim; Bu Google Efendi ne yapmış da benim Saadettin Teksoy edası ve "Araştırmacı-Tasarımcı" kimliğimle yürüttüğüm araştırmamı nafile bir çabaya dönüştürmüş..? Az -bir iki kelime ve noktalama işareti- sonra..!
Şimdi dijital fotoğraf dosyalarımıza bakışımızı iki başlık altında ayıralım;
Birincisi bu dosyalar sonuçta birer veri dosyası ve kullandığımız işletim sisteminin dosya yönetim sistemi tarafından yazılıyor ve okunuyor yani işletim sistemimiz bu dosyaların ne zaman diskimizin neresinde olduğunu ve adı, büyüklüğü kayıt edilme ve son değiştirilme tarihi gibi bilgileri zaten -işinin bir parçası olarak- aklında tutuyor.
Öte yandan fotoğraf dosyası formatlarının işletim sistemlerinden ve -büyük ölçüde fotoğraf makinesi üreticilerinden bile- bağımsız olarak geliştirilen ve bu yüzden yaygın olarak kullanılan bazı üst bilgileri, görüntülerin yanı sıra saklama olanakları var. Örneğin JPEG, TIFF -ya da üreticilere özel RAW dosyaları- gibi yaygın olarak kullanılan fotoğraf dosyalarında fotoğraf makinesinden gelen teknik bilgilerin yanı sıra fotoğrafı çeken kişi, nerede çekildiği, eğer haber niteliği taşıyorsa haber detayları (story) hatta makinenizde bir GPS eklentisi varsa fotoğrafı çektiğiniz koordinartları ya da kendi belirlediğiniz veri alanlarını bu dosyanın içerisine tabiri caizse gömmeye yarayan EXIF (Exchangeable Image File Format), IPTC (International Press Telecommunications Council) , XMP (Extensible Metadata Platform) gibi formatlardan bahsedebiliriz.
Teknik zırvalıkları geçiyorum, özetle bilmemiz gereken şu; Fotoğraf dosyaları içlerinde kendi formatları ile ilgili zaten okunabilir text olarak kolayca ulaşılabilen bir takım bilgiler içeriyor, biz de bunlara daha fazla bilgi ekleyebiliyoruz sonuçta elimizde yine tek bir dosya oluyor. Buradaki önemli nokta şu; İlk yazımda bahsettiğim içerik yönetim yazılımları kullanıcının eklediği verileri kendi veritabanlarında tutarken biz şu anda EXIF, IPTC ve XMP ile artık kullanıcı verilerini de fotoğraf dosyasının içerisine gömebilmekten bahsediyoruz.
Bu iki noktayı birleştirince karşımıza şu çıkıyor; Fotoğraf dosyaları zaten onları arşivlerken kullanabileceğimiz üst-verileri (metadata) kendi içlerinde saklıyor ve işletim sistemimiz de doğal fonksiyonlarından birisi olarak kullandığımız her dosya gibi bu fotoğraf dosyalarımızın nerede olduğunu ve nasıl ulaşacağımızı biliyor.
Peki bu durumda başka hiçbir içerik yönetim yazılımına gerek kalmadan kullandığımız işletim sistemi -mesela sevgili Windows- üstlense bu içerik yönetim işini de ben dosya isimleriyle sıradan döküman dosyalarını arar gibi verdiğim anahtar kelimelerle (mesela fotoğrafı çektiğim yer ve makinenin markası gibi..) fotoğraflarımı arasa, bulsa ve bana bunları listelese..?
Ne kadar basit ve işletim sistemlerinin doğal bir parçası olması gereken bir istek gibi değil mi? Ama maalesef -en azından- sevgili Windows bunu bu kadar basitçe yapamıyor. Dosyaları indeksleyip anahtar kelimelerle arama yapmayan yarayan "Windows Indexing Service" standart kurulumda yer almıyor, sonradan kurmanız gerekiyor ama bun üzülmenize gerek yok çünkü "Indexing Servive" Windows'un en samimiyetsiz servislerinden birisi bence. Zaman zaman arka planda indeksleme yaparken kendini kaybedip harddiskinizin kontrolünü ele geçiren ve MS Office uygulamaları dışında pek de işe yaramayan bu servisi sakın kurmaya çalışmayın.
İşte tam burada sahneye Google Desktop giriyor ve özetle şunu yapıyor; İlk kurulumundan sonra sizin bilgisayarı açık bırakıp gittiğiniz zamanlarda harddiskini şöyle bir didik didik gözden geçirip dosyaları indeksliyor, yani takip edebileceği dosyaların aklının bir köşesine yazıyor ve size ekranınızın herhangi bir yerinde floating ya da embedded olarak kullanabileceğiniz ufak bir arama kutusu veriyor. Siz de aramak istediğiniz kelimeyi, mesela Outlook mail klasörünüzdeki maillerde geçen bir kelimeyi ya da PDF dökümanlarınızda araadığınız bir detayı girdiğinizde arama kriterinize uygun dosyaları browser ekranınız içerisinde ayağınıza getiriyor. Bu kısmı uzatmıyorum, Google Desktop tek kelimeyle Windows Indexing Service'e çok iyi ve basit bir alternatif...
Ve mutlu son; Google Desktop, bu adresten erişebileceğiniz eklentiler sayesinde fotoğraf, ses, görüntü, animasyon proje dosyalarınızı da indeksleyip onlara kolayca ulaşmanızı sağlıyor. Fotoğrafla ilgili olarak ise bu yazı sonunda Google Desktop'ı kurarsanız (Kurduktan sonra bir defalık indeksleme işlemi için bilgisayarınızın hızına göre en az birkaç saat açık bırakıp başından kalkmanızı öneririm!) Digimarc firmasının ürettiği Digimarc Image Search Application eklentisini de mutlaka kurmanızı öneririm. Henüz beta sürümü olmasına ve kullanıcı ayarlarının oldukça kısıtlı olmasına rağman JPG ve TIFF dosyaların EXIF veri alanlarını başarıyla okuyor ve son derece hızlı olarak arama sonuçlarını listeliyor. Arama sonuçlarında dönen bilgilerin bir kısmının kullanıcı-dostu şekillere dönüştürülmemiş olması da sanırım release versiyonlarında kolayla üstesinden gelinebilecek bir sorun...
Sonuçta Google Desktop, Digimarc Image Search eklentisi ile birlikte kullanıldığında göreceli olarak kurulumu ve kullanımı daha karmaşık içerik yönetim sistemlerinin yaptığı temel fonksiyonları başarıyla yerine getiriyor ve gelecekteki sürümlerinde bu başarısını daha da geliştireceğinden en ufak bir şüphem yok. Ama öte yandan içerik yönetim sistemlerini de offline arşivleme ve üst-veri girme, güncelleme yeteneklerinden dolayı tamamen göz ardı etmek de şimdilik mümkün görünmüyor...
Bu yazıdan da anlaşılacağı gibi Google Desktop, içerik yönetim meselesine benim için alternatif bir bakış ekledi ve tabi incelenecek ve üzerinde konuşulacak konulara yenilerini kattı...
4 Eylül 2005
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder