19 Eylül 2005
Kedi ve Sanat
Hayvanlarda ters giden
bir şey vardı:
Kuyrukları fazla uzun
ve bir talihsizlikti kafaları.
Sonra toplanmaya başladılar
yavaş yavaş
parçaları uydurarak birbirine,
hoş bir görünüm yaratmak için,
doğum lekeleri, zerafet, heybet.
Ama kedi,
yalnızca kedi oldu tamamlanabilen,
gururluydu:
Doğuştan her şeyi yerli yerindedir ne olsa,
kendinden hoşnut
ve tam olarak emindir ne istediğinden.
İnsan balık ya da kuş olmak ister,
kanatlarımız olsa der yılanlar,
köpekler müstakbel aslan,
mühendisler ozan olmaya can atar,
sinekler kırlangıçlara özenir,
inatla sinekler gibi davranır ozanlar.
Ama kedi
kedi olmaktan başka bir şey istemez,
her kedi katıksız kedidir,
bıyıklarından kuyruğuna kadar,
altıncı duyudan kıvranan saçına kadar,
gece vaktinden, altın gözlerine kadar.*
Kütüphanemde halihazırda iki tane P dergisi var ama sanırım satın alarak sahip olduğum ilk sayısı "Kedi ve Sanat" başlıklı Bahar 2005 sayısı oldu. Tahmin edileceği gibi kütüphanemdeki sayıları geri-verilmemek-üzere-ödünç-alma yöntemi ile elde etmiştim ama hiç vicdan azabı duymuyorum çünkü benden önceki sahibi bir toplantı odasındaki sehpanın üzerindeki dekor olarak kullanıyordu onları...
Pırıl pırıl baskısı, ilgi çekici tematik sayılarındaki yazıları ile büyük boy olarak yayınlanan "P Dünya Sanatı Dergisi"ni gittiğim kitapçılarda dergilerin olduğu raflara değil de sanat kitaplarının durduğu yerlere yakıştırıyorum aslında, belki de içeriği ve formatı ile kitaplar gibi uzun süre saklama hissi uyandırdığı için bende...
Bahar 2005 sayısında "Kedi ve Sanat" temasının işlendiğini görünce dergiyi hemen aldım ve zamana yayarak yaptığım keyif-okumalarım listesinin hemen ilk sırasına yerleştirdim. İtiraf edeyim keyif-okumalarım aslında en çok keyif aldığım okumalar oluyor, bu kitaplar, dergiler her zaman çalışma masamda, seyahate gidiyorsam arabamın koltuğunda bir yerlerde hep gözümün önünde oluyor ve onlara ayrılmış bir okuma zamanı yaratmamı beklemeden işten-güçten sıkıldığımda, konsantrasyonum dağıldığımda hemen beni tekrar hayata döndürecek yeni okumalar, yeni rüyalar, yeni dünyalar sunuyorlar bana...
P'yi aldığımda daha paketini açmadan o güzel baskılı sayfalarında bir sürü güzel fotoğraf ve resim göreceğime emindim. Eee bu sayının teması da "Kedi ve Sanat" olduğuna göre yazı içeriğinden şüphe etmeye zaten gerek yoktu...
Gerçekten de Gerald Hausman'ın "Kedilerin Masalsı Tarihi" ve Gökhan Akçura'nın "Türk Edebiyatında Kedi, Kuyruklu Yazılar" başlıklı yazılarını çok büyük bir keyifle okumakla kalmadım Gökhan Akçura'nın yazısındaki "Karasu'nun kedi sevmek üzerine yaptığı tarif"i okuduktan sonra Bilge Karasu'nun "Göçmüş Kediler Bahçesi" adlı masallar kitabını alınacak-kitaplar listeme ekledim ve sanırım bu kitabı okuduktan sonra kendime de dersler çıkaracağım...
Dergideki keyifli yazılar bir yana özellikle Orhan Peker ve Avni Arbaş'ın özel kolleksiyonlarından alınan resimlerle Selçuk Demirel'in iki sayfalık çalışmasını derginin sayfaları kadar evimin duvarlarında da görmekten büyük keyif alırdım açıkçası.
Tabi ki Franz Marc'ın "Oyun Oynayan Kediler"ini, Paul Klee'nin "Kedi ve Kuş"unu ve dergideki diğer yazıları ihmal etmiyorum ama böyle bir derlemede Andy Warhol'un kedilerine de birkaç sayfa ayrılamaz mıydı diye de düşünmeden edemedim açıkçası...
* Kediye Türkü, Pablo Neruda
Çeviren : Nazmi Ağıl
P, Sayı 35, Sayfa 102
** Resim 1 : Paul Klee, Kedi ve Kuş
1928, The Museum of Modern Art
** Resim 2 : Orhan Peker, Kedi
Link:
P Dünya Sanatı Dergisi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder