22 Mart 2007

Fakülte

Baba Zula ve Portecho ile ilgili Ekşisözlük'te birşeyler okurken "Odtü Mimarlık Fakültesi" başlığı altında şöyle bir entry'ye rastladım:

odtü'de içinde kola, çikolata, kahve vs veren aletlerden(nam-ı diğer vending machine) olmayan tek fakülte binası olduğunu biliyor muydunuz??... efendim bunun nedeni şudur: 90lı yıllarda bu tip makinalar odtü'de yaygınlaşırken bunlardan mimarlık binasına da koymuşlardır. hatta "yazık gariban bunlar habire sabahlıyorlardır, asıl bunlar kullanır" deyip ilk önce bu binaya konulmuş olması bile olasıdır. öte yandan geceleri sabahlarken kafayı yiyen mimarlık fakültesi öğrencileri, gece malum, binada karışacak kimse de olmadığından makineleri rahat bırakmıyorlarmış(ki beklenir elbet, 5 gün üstüste sabahlama psikolojilerini bilen biri olarak). benim duyduğum dahiyane teknikler arasında makineleri başaşağı edip içindeki çikolataları düşürmek, çikolatanın düştüğü hazneye fakültede bol miktarda zaten bulunan kedilerden birini atıp kapağı kapatmak ve sonra kediyi sinirlendirerek yukarılara zıplamasını sağlamak böylece çikolataları düşürmek vs vs türünde eylemler sebebiyle yine 90lar içinde bu makineler buradan kaldırılmış, sabahlayan zavallı öğrencilere de evden, yurttan kumanya hazırlamak kalmıştır.

2005 yılında girilmiş bu entry bir şehir efsanesinden bahseder tonda yazılmış aslında ama tarihin canlı tanıkları aramızda olabilir diye not düşeyim dedim. 90'lı yılların başında gece gündüz fakülte binasında yaşayan efsane isimler, onlar kendilerini bilirler :)

5 yorum:

Unknown dedi ki...

Al o zaman sana canli tanik!!

Bir tanesini bizzat ben kendim yapmis bulunuyorum. Halihazirda proje icin kullanilan tel kivrilarak makinanin kenarindan sokulur. kanca haline getirilmis olan ucu cukulatalari tutmakta olan demire taktirilir ve butun gucunuz ile asildiginizda bilimum cukulata assagi dusurulur.

Unknown dedi ki...

Bir digeri ise daha bir teknolojik idi ama burada kurban, cukulata makinasi degil, geceden demir parmakliklar arkasina kilitlenmis olan premix kola makinasidir.

Iki adet uzunca sopanin birisinin ucuna bir kanca kol, digerinin ucuna ise bir pet sise monte edilir. Daha sonra bu uzun sopalar parmakliklar arasindan uzatilarak becerikli 2 kisi vasitasi ile pet sise doldurulur( 1 kisi kanca ile premixin muslugunu cektirir, diger kisi ise pet siseyi kola muslugunun agzina dutturur).

Yanliz bu yontemde onemli bir sakinca vardir! Yontem o kadar basarilidir ki, kullanan kisiler hirslarinin kurbani olup pet siseyi 2 bucuk litrelik bir kola sisesinden secerler(eyicene doldurarak yuklu bir ganimet elde etmek icin). Tabii agzina kadar dolan siseyi, 2 metreden fazla bir uzunluga sahip olan sopanin sadece ucundan tutarak kaldirmaya calismak imkansiz bir hale gelir. O zaman da suc unsurunu suc mahalinde birakmak gibi sacmasapan bir sey ortaya cikar ki cok fena!!! Aslinda akilli bir dedektif, bu kanittan bile, zanlilarin yerini tespit edebilir. Soyle ki, bu kadar basit bir fizik problemi hatasini ODTUnun ennn basit fizik dersinden baska (physics for non-scientists) bir sey gormemis olan IDlerden baska kimse yapamaz. Ama tabi sayin fakulte sekreteri de engin hosgorusu ile bu tip detaylari gormezden gelmis olabilir. Oyledir heralde...

Rektor istifa, Rektor istifa!!!

:p

* yukarida anlatilanlar bir takim hayali karakterler yaratilarak uydurulmus olabilir, bunlari yapan sahsiyetler su anda essek kadar adam olduklari icin kimlikleri tamamen gizlenmis olabilir, onlarin arasinda ise ben kesinlikle yoktum!

Adsız dedi ki...

hahahahah

ulan abicim, sen beni güldürdün...

Kedi olayında da Tom ve Jerry ekolünün iflah olmaz takipçisi olan senin parmağın olduğu seziliyor. Ama sen hümanist olduğun kadar, canayakın bir adamsındır. Biz kabahati mimarlık fakültesinin "usual suspects"leri olan şehir-bölgecilere yıkalım.

Bu konuda daha söz söyleyecek çok adam var. Bakalım senin gibi yorum olayına girecekler mi?

Bu arada ben oğullarına bizzat bu hikayeyi anlatayım da şöyle hazır bahar gelmek üzereyken biraz yaramazlığın dozunu arttırsınlar: babamız haylazmış diye.

(Tabii çok da geçmişi kurcalamaya gerek yok. Sen daha gerilere gidersin: benim sizin evin salonunda slam dunk yaparken nasıl kafayı kirişe çaktığımı ve komşuların hayırdır ne oldu falan diye meraklanıp geldiğini anlatırsın. Uzar gider mesele. :))

Haydi saglıcakla kal!

Turgut dedi ki...

Benim illegal olayim, hatirlamadigim baska seyler de olabilir tabii, bisiklet takintimla ilgilidir.
O zamanlar super sahane bi bisikletim vardi, (hala da iyidir, varolsun) ben bunu alinca uzerinden inmez olmustum. O kadar ki, kicim bisikletimin selesine sekil vermis, butunlesmisti. Hatta mezuniyetten sonra bu guzide parcayi bolumun ergonomi arastirmalarinda kullanilmak uzere bagislamistim. Illegal olay diyodum, hemen anlatayim, ben 100. yil isci bloklarinda yildiz 11 C de otururdum o zamanlar, ve apartmanin kapisinin onunde bisiklete atlayip taa fakultenin icindeki masamin yanina gelene kadar uzerinden inmezdim illa! (nedense?)
Oyle ki, capraz acilan fakulte kapilarindan gecerken bile bisikletin ustunden inmez, merdivenleri iner ve cikar, camurlu (ama guzelim) bisikletimi de sinifta kilitlerdim. Bu olay Hasan hocamin tepkisi ile Ataman abi'nin Ali hoca ile kafa kafaya verip fakulte disina bisiklet park yeri projesi gelistirmelerine sebep olmus, hatta bolum hocalarinin tum o gorus ayriliklarinin ustunde, tam bir konsensus icinde ve oybirligi ile beni "lakayit bir genc" olarak bellemelerine, proje derslerinde de CB'ye demir atmama sebep olmustur! (CeBeliturgut bogazinda karaya oturdum da denilebilir :p

Bisiklet olayimin toplumsal bir yan etkisi de, Gunes K. ile siniftaki tum masalarin duzenini darmadagan edip kendimize olusturdugumuz parkurlarda geceyarisi bisiklet kapismasi yapmamizdi. cok enerjiktik ama o kadar yorulduktan sonra elbette masalar aynen kalirdi.. yani aslinda dusununce pek de illegal bi herif degilmisim sonucta, ne diyeyim, beles kola icenlere helal olsun.

Eh, Fakulteden bahsetmisken, masamdan iki kere Walkman calan herife de bi kufur sallayayim buradan! Ulan, butun kasetlerinin bantlari kopsun, CDlerin cizilsin, mp3lerin silinsin, ve gelecekteki tum teknolojilerde dinleyecegin muzikler sana haram olsun insallah!

Adsız dedi ki...

premix kola makinesi olayının meçhullerinden biri benim itiraf ediyorum:) Bir B daha vardı.İtiraf ısmını O'na bırakıyorum :)tarihe şu anda 3B olayı diye geçmiştir.Bir 3B olayı da vardır ki onun makinalarla hiç ilgisi yoktur.Hatta 3B'ye bir adet de B ile başlayan obje de dahil olmuştur.Bisiklet desem hatırlayan olur mu ;)