Bazı insanlar şiiri reddeder, gülüp geçerler tekerleme muamelesi yapıp... Ben ise şiirden biraz da korkarım aslında... Kütüphanelerce kitap okursun, romanlar, öyküler, makaleler, araştırmalar ama bir gün bir şiir okursun/dinlersin -ki bazen sadece şiirdir bazen bir şarkının notaları arasına saklanmıştır- bildiğin okuduğun herşeyi bir yana seni bir yana koyar bildiklerine uzaktan bakmana neden olur. Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık, yahut hiç sevmeseydi, Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
* Nazım Hikmet
11 Mart 2007
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder