İki kıymetli insanın telkiniyle dün geceyi içki içmeden geçirince artık böyle gider diye düşünmüştüm ama yanılmışım.
Daha 22 Şubat'ı atlatamamışken -ki 12 yıl geçmesine rağmen her yıl daha büyüyor acı- bugün gelen ve zarfının sol üst köşesinde Türk bayrağı ve altında dört yıldız bulunan zarfı açınca Pazar günü yapılacak törenle ilgili nazik ve güç veren mesajı okudum. Güçlü olmak lazım ama aradan geçen yıllar "Yahu olaylar farklı gelişseydi şimdi nasıl olurdu acaba?" diye düşünmek için daha çok şey getiriyor beraberinde ve çekilen tüm diğer kişisel sıkıntıları, acıları önemsizleştiriyor.
22 Şubat'tan bu yana daha da sık ziyaret ettiğim o bembeyaz mermerlerin doğal ışığı daha da aydınlatığı, yeşil çamlarla kaplı ve baharın yaklaşmasıyla türlü çeşit rengarenk çiçek için hazırlık yapan yere bu sefer de bu tören için gideceğim. Geçen Cumartesi orada kendi kendime saatler geçirirken -aslında kendimle şimdi hiç önemsememem gerektiğinin farkına vardığım bir konuda kavga ederken/hesaplaşırken- o sessizlikte havaların ısınmasıyla yavaş yavaş açılmaya başlayan kozalakların çıtırtılarını dinledim...
Sanırım bu Pazar kozalakların sesini dinlemek mümkün olmayacak...
13 Mart 2007
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder