In Avate dergisinin Mart sayısında yayınlanan "A Standard to stand on" başlıklı yazıda DVI ve VGA portlarının yerini alacak "DisplayPort"tan bahsediliyor. 10.8 Gbps'a varan veri hızıyla yüksek çözünürlüklü görüntüleri daha fazla renk derinliği ve tarama hızıyla göstermek için tasarlanan ve kompakt bir konnektör olarak karşımıza çıkacak olan DisplayPort, 2007 sonundan itibaren ekran kartları, monitörler, projektörler ve bilgisayar sistemlerinde kendini göstermeye başlayacakmış.
HDMI'ın tüketici ve ProAV segmentlerinde kendi yerini sağlamlaştırdığından da bahseden yazı, HD (High Definition) yayınlara hazırlanan memleketimiz televizyonculuğu açısından bakılınca tüketicilerin seçim yaparken daha dikkatli davranmalarını gerektiğini düşündürüyor. 2007 yılı sonunda HD rüzgarı ile satın alacağımız yeni televizyonumuzda HDMI portunun yanı sıra DisplayPort olmasına da dikkat edeceğiz. Hatta gelişmeler, digital signage uygulamaları için geliştirilen ağ bağlantılı monitor sistemlerindeki teknolojinin, tüketici televizyonlarına da uygulanabileceğinin sinyallerini veriyor ki bu şekilde evimizdeki kablolu ya da kablosuz ağ bağlantılarını kullanarak salonun bir ucundaki dizüstü bilgisayarımızdan oynattığımız görüntüyü televizyondan izleyebilme, çektiğimiz fotoğrafları eşe dosta binbir eziyetle seyrettirebilme imkanımız doğabilir.
HD rüzgarı beklendiği gibi dalga dalga yayılıyor, dünyada son yıllarda satış hakları para kazandıran içeriğin büyük bir bölümü zaten HD ya da HD üzeri çözünürlüklerde hazırlanıyordu. HD teknolojisinin üç ayağını oluşturan Kuzey Amerika, Japonya ve Avrupa'da yayın pratikleri başarılı oldu/oluyor sıra tüketici tarafını biraz silkelemeye geldi ki en çok sürümün bu tarafta yapılacağı ortada ve üreticilere en çok para kazandıracak kısmın da bu olacağa benziyor.
Biz tüketiciler tarafından bakarsak, ihtiyacımızı çok net tanımlayıp pazarlama, "Techno geyik" ve "Yapay eskitme" dalgalarına kapılmadan en doğru ürün(ler)e yönelmemiz gerekiyor ki bu da başka ve keyifli bir yazının konusu olmayı hakediyor.
Son olarak nereden başımıza çıktı bu HD hikayesi filan diyenler için mevzuyu teknik gelişmelerin de ötesinde ve analog sistemlerden geçişten itibaren inceleyen bu kitabı önerebilirim ki kitabın kendisi de ayrıca bir yazı konusu olmayı hakediyor: Technology, Television, and Competition (The Politics of Digital TV), Jeffrey A. Hart
28 Mart 2007
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Hocam, bilgilendirici yazi icin tesekkurler.. Verdigin linklerden tiklamama ragmen kendime tanidigim 1 dakikalik zaman dilimi icinde anlamaya vakif olamadigim bir konuyu sana danisayim dedim..
Her ne kadar yakin zaman icerisinde bir TV almaya niyetim olmasa da, bugun "sen bu islerden anlarsin" diye birisi bir soru sordu, cevap veremedim. Uzerinde HDMI ile HDready yazan televizyonlar arasinda ne gibi farklar var? HDMI olan bir TV otomatikman HDTV midir? Bu arada,
HDTV nin de iki versiyonu varmis, biri 1280x720, digeri 1900x1080.. ikisine de HDTV deniyormus.. Neidr bu isin asli?
Mesela bir aydinlatici yazi yazsan ve ornek olarak 3000 YTL butce var kabul etsen, TFT LCD mi, Plasma mi, OLED LCD mi, ne almak lazim, refresh rate, kontrast ve cozunurluk ve diger dikkate alinmasi gereken parametrelere gore mevzuyu anlatsan, ne guzel olurdu...
(Degisen TV teknolojisi olayindan cok uzagim, oyle ki, evde televizyonum yok!)
Doğru yere geldin.
Martin Mystere bu konuda en fazla söyleyecek şeyi olan kişilerden biridir, henüz tanımayanlar için söyleyeyim. Bütçe iyiymiş bu arada. Martin Mystere o paraya sana televizyon kanalı bile kurabilir. Abartmıyorum. Şimdi sükunet içinde bekleyelim.
(Bir de neden Maltese Falcon için ayırmıyorsun o parayı diye kendi kendime sormuyor değilim...)
Yorum Gönder