21 Mart 2007

Türk Mucit

NTV'de haberlerin hemen ardından "Türkiye icadını arıyor" sloganı ile yayınlanan yeni bir yarışma tanıtımı ilgimi çekti; Türk Mucit.

Web sitesini inceleyince ilgim şaşkınlığa döndü itiraf edeyim ki, yanlış mı anlıyorum diye en temelinden tekrar başlamak adına Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktım "icat" kelimesinin anlamı "buluş"muş.



Şaşkınlığımın kaynağı şu; Avrupa Birliği, gelişmekte olan ülkeler ve diğerleri inovasyon peşinde koşarken, inovasyon politikaları, projeleri, ve uygulamaları geliştirmeye ve onları desteklemeye çalışırken memleketimize has bir tavır ve Popstar Alaturka hafifliği ile mucitler ve icatlarını arıyoruz televizyon programlarında. Yapılmasın, edilmesin deme cehaletini de göstermek istemiyorum ama fikir-proje geliştirme ve üretim konularında konuşan, düşünen bir avuç insanın,üniversitelerin görünmez hale geldiği, okur yazar adamlardan oluştuğu düşünülen siyasi partilerin bile herhangi bir üretim politikası ortaya koyamadığı bir ülkede yaşıyoruz hepimizce malum. Şimdi de hadi bir rüzgar çıksa da savrulsak, savrulurken de meşhur olup köşeyi dönsek diye televizyon programlarını kabeleri yapmış pek çok insan "mucit" olarak ekranda beliriverecekler ve bu sefer fikir, proje geliştirme, doğrulama ve analiz etme gerçekliklikleri görünmez hale gelmeye başlayacak. "Popmucit"ler sistematik yaratıcılık, tasarım, mühendislik, inovasyon tekniklerini çiğneyip geçecekler Türkiye'deki "esnek" televizyon etiği doğrultusunda, düşünme/yaratma yeteneği olan ham beyinleri de peşlerinden sürükleyip kaybedecekler...

Bunları nereden mi biliyorum..? Yarışmanın sayfasında yazanları dikkatlice okudum önce, sanırım "icat" kavramının büyüklüğü ile "mucit" etiketinin parlaklığı üzerine kurulmuş proje:

İcadına - projesine güvenenleri, hayallerini gerçekleştirmek için TV yarışmamıza davet ediyoruz.

Teknoloji harikaları peşinde değiliz.Hayatı kolaylaştıracak orijinal projeler, insanların satın alacağı işler arıyoruz...


Mucit adayları Nisan ayında belli başlı kentlerde jürimizin ön elemesinden geçecek.
Türkiye’nin dört bir yanından gelecek mucitler, jürimizin önünde buluşunu sergileyecek, yarattığı ürünü anlatacak.

UYARILAR

* İcatların içeriklerinde ilaç, tıbbı alet, bitki, yanıcı madde, kimyasal ürün, ulusal güvenliğe etki edebilecek ürünler olmamalıdır.

* Bilgisayar programları, bilişim yazılımları icat kapsamına girmemektedir.

* Kullanışlı bir iş planı da icat kapsamına girebilir. Mutlaka elle tutulur fiziki bir icat beklentisi yoktur.

* Yarışmacı istediği kadar icat ile katılabilir . Ancak bir süre kısıtlaması vardır ve icatlar bu kısıtlı süre içinde sunulmalıdır.

* Her yarışmacıya icadını tanıtması için kısıtlı bir süre tanınacaktır.

* İsteyen yarışmacılar icatlarını tanıtmak için görsel sunumlardan da yararlanabilir.

* 18 yaşın altında olan ve finale katılmaya hak kazanmış yarışmacıların ebeveynlerinden en az birisinin yarışma sırasında bulunması şarttır.

* Taşınması zor icatlar film, fotoğraf ya da sunumlarla temsil edilebilir.

Heyet-i umumiye azaları arasında bir arkadaşımızın da olması sevindirici -formasyonu gereği kendisine çok iş düşecek- ama diğer üyelere bakınca gözümün önünde "Popmucit Alaturka" modeli görüntüler canlanıyor, engel olamıyorum...

Umarım zaman -genellikle yaptığı gibi- beni yine haksız çıkarır...

"İcat", "inovasyon", "üretim" kavramları pek çok disiplin üzerinden okuma gerektiren derin kavramlar ve kütüphanemi karıştırıp tekrar okumalar yapmam gerektiğini hatırlattı bana. Bu yazı bir televizyon programının tanıtımında hareketle şimdilik kişisel bir giriş olsun sadece zira mevzu çok derin açılımlara sürükleyebilir kişiyi...

5 yorum:

skoer dedi ki...

Kim kim kim diye düşünürken, Özlem Yalım ismini nereden hatırladığımı buldum. 2002 yılında bir fuar standı üzerinde birlikte çalışma imkanımız olmuştu. Hep derim dünya ne kadar küçük...

Özgür Coşar dedi ki...

ntv, yayınlarıyla hak ettiği prestijini bozacak bir program yapmaz diye düşünüp kendimi teselli ediyorum.

Adsız dedi ki...

İcatların veya mucitliğin bir şekilde halkın gündemine sokulması, özendirilmesi, hatta bunun diğerlerine nazaran ciddiyeti konusunda hemfikir olduğumuz NTV'nin organizasyonuyla yapılması bence sevindirici.

Y.dışında daha ilkokullarda çocuklara basit buluş projeleri veriliyorken, yenilik yapmak özendiriliyorken, bizde teknoloji ve tasarım dersiyle benzeri bir düzenleme yanlış hatırlamıyorsam henüz geçen yıl yapıldı. Yıllar boyu yenilikten, icat yapmak, birşeyleri değiştirmeye iyileştirmeye çalışmaktan soğutan ezberci bir ortamda yetiştik. Dolayısıyla bunu kıracak her türlü organizasyonun desteklenmesi gerektiği inancındayım.

Hem emin olun, uluslararası firmalarda bile bahsettiğiniz inanılmaz teknoloji yönetimi araçları ve bilimsel araştırmalarla ortaya çıkarılmış buluşlar kadar -ki çok nadir ortaya çıkarlar-, pratik, kolay uygulanabilir ve tercih edilmeyi sağlayacak küçük yeniliklere de değer veriliyor.

Adsız dedi ki...

Martin Mystere'in endişelerini paylaşıyorum.

Geçen hafta bir konferansta dinlediğim IDEO genel müdürü Tom Kelley de "inovasyon" bariyerini en aşağıya indirmek yenilikçiliğin dozunu arttırmanın en iyi yoludur diye çığırıyordu. Kurumlarda, evde herkesin bir yenilik önerebileceğini anlattı. Bunun çok meşhur örnekleri de var. Post-It hikayesi gibi. (T. Kelley 10 faces of innovation kitabının da yazarı. Kurumlarına inovasyonu yerleştirmek isteyen, yaratıcı takımlar kurmak isteyenlerin ilgisini çekecektir.)

Bir TV programı belki bu tecrübeli şahsın dediği gibi bariyeri azaltıyor mu? Belki evet. Ayrıca bir evvelki yorumu yazan Ekrem Soylu'nun dediği gibi genel birikimdeki eksiklikleri kıracak her çaba desteklenmeli.

4-5 jürili yarışmayla bu nasıl mümkün olacak? Bence jüri ve yarışma kavramları engelin ta kendisi oluyorlar. Jürisine de bakar tabii bu ama eski komançi inançlarına göre en iyi jüri, ölü jüridir.

Yarışma olmadan iyi fikir nasıl değerlendirilecek ve ödüllendirilecek? Günlük yaşantımızda kullandığımız hayatımızı kolaylaştıran, kurumların işlevselliğini arttıran hiç bir yeniliğin bir TV yarışması kazandığını sanmıyorum. Toplum ya da kurumlar içindeki fikir sahipleri, araştırmacılar, girişimciler arasındaki birikim alışverişinin arttırılması inovasyonu, o da bir şekilde bu sürecin parçası olanların ödüllendirilmesine yol açacaktır.

Diğer bir engelde yarışmanın ismi ve tanıtım sayfası. Programın tanıtım sayfasını hazırlayanlarda kavram kargaşası yaşamışlar belli.

NTV ya da diğer bir medya kanalı bambaşka bir organizasyonla çok farklı tecrübeleri ve birikimleri bir araya getirebilir ve dilerse ondan eğlenceli ve eğitici bir programda çıkarabilir.

TVlerin yarışma programları dışında da bu sinerjiyi arttıracak araçlara sahip olduğunu düşünüyorum. İnovasyon ve buluşçuluğu ve "star system" in içine monte etmek yerine başka arayışlar içinde de olmalılar.

Program ilerledilçe icadımızı(!) bulabileceğimizi ve öngörülerimde tamamen yanılmışım olacağımı da umarım. Martin Mystere'in seslenişini tekrar okumanızı da tavsiye ederim.

Hakan Dinçer dedi ki...

Ekrem selam, sitenin içeriği çok ilgi çekici. Linkler listesine ekledim. Tasarımcı mısın?